Syracuse : Adım Syracuse ve ben bir alkoliğim.
Peder : Ve 2 yıl 7 aydır ağzına içki sürmüyorsun.
Syracuse : Ve 21 gün
Peder : Çok iyi gidiyorsun Syracuse ...
Syracuse : Kızla ilgili birşey söyleyecektim, Peder.
Peder : Evet, şu sen balık tutarken tanıştığın kız.
Syracuse : Onu ağımla sudan çektim Peder.
Peder : Kendisi bana bir fantezi değil de gerçekmiş gibi göründü Circus.
Syracuse : Syracuse olacak.
Peder : Afedersin, Syracuse. Pekala, ondan bahset biraz. Onunla günaha girdin mi ?
Syracuse : Kesinlikle.
Peder : Ve sanırım bunun için bağışlanmayı da beklemiyorsun.
Syracuse : Hayır.
Peder : Hayır demek. Öyleyse burada ne işin var Syracuse ?
Syracuse : Hani büyük bir sırrı olan kralla ilgili bir hikaye vardır, biliyorsun değil mi Peder ? En sonunda daha fazla dayanamaz ve bunu bir ağaca söyler.
Peder : Peki tamam, buradaki ağaç ben oluyorum sanırım.
Syracuse : Bana şans getirdi. Nedenini bilmiyorum. Korkuyorum Peder. Çünkü, içimde bir umut yeşermeye başlıyor.
Peder : Umudunu hiçbir zaman yitirmemelisin Syracuse.
Syracuse : O boğulmuştu Peder, ve ben onu ağımla hayata geri döndürdüm.
Peder : Bu çok saçma.
Syracuse : Biliyorum. İşte ben de bu yüzden korkuyorum ya . Birşeyler olacağını biliyorum, ya harika birşey ya da son derece kötü. Çünkü o böyle hissettiren bir kız Peder. O öyle biri...İşte benim de sırrım bu. Peki sen ne çeşit bir ağaçsın Peder ?
Peder : Sanırım bir meşe ağacı.
Syracuse : Daha çok kutsal değneklerin yapıldığı ağaçlardan birine benziyorsun.
Peder : Evet, bir dişbudak ağacı.
Syracuse : Bir ağaç ol da , gerisi önemli değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder